Arabuluculuk Nedir?
Arabuluculuk; bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafı olan kişilerin, özgür iradeleriyle seçtikleri tarafsız ve uzman bir üçüncü kişinin (arabulucu) hakemliğinde, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvurdukları bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculuk, uyuşmazlığın mahkeme dışı, hızlı ve kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan bir usul hukuku kurumudur.
Arabuluculuk |
Arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari
arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:
Zorunlu Arabuluculuk: Bazı uyuşmazlıklar için mahkemeye
dava açmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu vardır. Zorunlu arabuluculuk,
bu uyuşmazlıklar açısından dava şartıdır. Yani, arabulucuya gitmeden açılan
dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Ticari davalar ve iş davalarına
konu olan bazı talepler (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti,
maaşlar vb.) zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır.
İhtiyari Arabuluculuk: İhtiyari arabuluculuk,
tarafların bir arabulucuya gitme zorunluluğu olmadığı halde uyuşmazlığın çözümü
için dava açmadan önce arabulucuya başvurmayı tercih etmesidir. Taraflar
üzerinde tasarruf edebilecekleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığıyla ilgili
ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurabilir.
Suç teşkil eden fiillerle bağlantılı uyuşmazlıklar,
arabuluculuk yoluyla değil; Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaştırma/uzlaşma hükümleri
uygulanarak her savcılık bünyesinde bulunan uzlaştırma büroları tarafından
çözülür.
Arabulucu Kimdir? Nasıl Arabulucu Olunur?
Arabulucu; hukuk fakültesi mezunu, mesleğinde en az 5 yıllık
deneyime sahip olan, arabuluculuk, iletişim ve görüşme teknikleri konularında
uzmanlık eğitimi almış kişidir (Arabuluculuk Kanunu md. 20). Avukatlar da
arabulucu olabildiğinden halk arasında “arabulucu avukat” şeklinde deyimler de
kullanıldığı görülmektedir.
Arabulucular, hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra
arabuluculuk faaliyeti ile ile ilgili temel bilgiler, iletişim teknikleri,
müzakere ve uyuşmazlık çözüm yöntemleri, davranış psikolojisi vb. gibi teorik
ve pratik bilgileri içeren bir mesleki eğitim alırlar. Mesleki eğitimden sonra
yapılan arabuluculuk sınavı ile mesleki yeterlilik ölçülür. Arabuluculuk
sınavını başarıyla geçen arabulucular faaliyette bulunabilmek için arabuluculuk
listesine kayıt yapmak zorundadır.
Özellikle belirtelim ki; sadece Adalet Bakanlığı tarafından
tutulan arabuluculuk listesine kayıtlı kişiler arabuluculuk faaliyeti
yürütebilir.
Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre,
TTK’nın 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda
yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve
tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması
dava şartıdır. Yani, arabulucuya başvurulmadan bu tür davalar doğrudan asliye
ticaret mahkemesine açılamaz.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten
itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu
tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
İş hukukunda işçi ve işveren arasındaki yıllık izin ücreti,
fazla çalışma (fazla mesai) ücreti, maaş vb. gibi işçilik alacakları ile ihbar
tazminatı, kıdem tazminatı vb. gibi tazminatlardan kaynaklanan uyuşmazlıklar
01.01.2018 tarihinden itibaren zorunlu arabuluculuk yoluyla çözülecektir (7036
sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3).
İşçi ve işveren aralarındaki hukuki sorunu gidermek için
öncelikle zorunlu olarak arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabulucuya
başvurmadan iş mahkemesinde açılan iş davaları “dava şartı yokluğu” nedeniyle
usulden reddedilecektir.
İşçi ve işveren, iş hukuku ile ilgili hukuki sorunun çözümü
için bir arabulucu üzerinde anlaştıkları takdirde, uyuşmazlığı her iki tarafın
da kabul ettiği arabulucu çözmeye çalışır. Taraflar, bir arabulucu üzerinde
uzlaşamadıkları takdirde, her adliyede bulunan “arabuluculuk merkezi” listeye
kayıtlı arabulucular arasından seçeceği bir arabulucuyu uyuşmazlığı çözmek
üzere görevlendirir.
İş hukukunda “dava şartı” olarak kabul edilen arabuluculuğun
uygulama alanları şu şekildedir:
İşe İade Davalarında Zorunlu Arabuluculuk: İşe iade
davaları, iş sözleşmesinin hukuka aykırı feshedilmesi halinde işçinin işine
geri dönmesini sağlayan bir iş davası türüdür. İşçi, iş akdi feshedildikten
sonra işe iade davası açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla
çözülmesi için arabulucuya başvurmak zorundadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi,
fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir
sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir
ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca
arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya
varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta
içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı
sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya
başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde
ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen
tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir (4857
sayılı İş Kanunu m.20/1).
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe
başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde;
İşe başlatma tarihini,
Ücret ve diğer hakların parasal miktarını,
İşçinin işe başlatılmaması durumunda tazminatın parasal miktarını,
belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış
sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte
işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelir ve işveren sadece bunun hukuki
sonuçları ile sorumlu olur (4857 sayılı İş Kanunu m.21/5).
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe
iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için
işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin
birbirine uygun olması aranır (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/15).
Kıdem Tazminatında Zorunlu Arabuluculuk: Kıdem
tazminatı, belli koşulların sağlanması halinde işyerinde çalıştığı süre boyunca
kazandığı kıdeminin karşılığı olarak işverence işçisine ödenen tazminattır.
Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için aynı işverenin işyerlerinde en az 1 yıl
çalışmak gereklidir. Kıdem tazminatı hakkı elde ettiği halde, alacağını
işverenden alamayan işçi öncelikle arabulucuya başvurarak uyuşmazlığın
giderilmesini talep edecektir.
İhbar Tazminatında Zorunlu Arabuluculuk: İhbar
tazminatı, önceden bildirimde bulunulmaksızın iş akdi haksız feshedilen işçiye
işyerinde sahip olduğu kıdeme göre değişen oranlarda ödenen tazminattır. İhbar
tazminatı alacağına hak kazanılıp kazanılmadığı, tazminatın miktarı ve ödeme şekli
nedeniyle işçi ile işveren arasında çıkan uyuşmazlıklar dava açılmadan önce “zorunlu
arabuluculuk” kurumu yoluyla çözülecektir.
Fazla Çalışma (Mesai) Ücretinde Zorunlu Arabuluculuk: Fazla
çalışma ücreti, iş kanununun belirlediği çerçevede ve şartlarda işçinin
işyerinde haftalık 45 saati aşan çalışmalarıdır. İşveren, haftalık 45 saati
aşan her saatlik çalışma için normal saat ücretinin %50 fazlası kadar fazla
mesai ücreti ödemek zorundadır. Fazla çalışma ücreti, uygulamada mahkemeleri en
çok meşgul eden uyuşmazlıktır. Fazla çalışma ücreti alacağı için de iş
mahkemesinde dava açmadan önce “zorunlu arabuluculuk” kurumuna başvurulması
gerekir.
Yıllık ücretli izin, maaş (işçilik aylık ücreti veya yevmiye
ücreti), genel tatil ücretleri, milli ve dini bayram tatil ücretleri için
de dava açılmadan önce uyuşmazlığın “zorunlu arabuluculuk” yoluyla çözümü için
başvurulması zorunludur.
İşçi ile İşverenin Birbirine Hakaret Etmesi: Çalışma
hayatında işçi ve işveren arasında en sık yaşanan sorunlardan biri tarafların
birbirine hakaret etmesidir. İşçi ve işverenin birbirine hakaret etmesinden
kaynaklanan tazminat istemleri de zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır.
Taraflar, iş ilişkisinden kaynaklanan nedenlerle birbirine hakaret etmişse
doğrudan dava açamayacak, önce arabuluculuk yöntemiyle sorunu çözmeye
çalışacaktır.
İşyerindeki iş malzemelerine veya mallara zarar
verilmesinden kaynaklanan tazminat istemleri de öncelikle zorunlu arabuluculuk
yoluyla çözülmelidir.
Hemen belirtelim ki; iş kazaları veya meslek hastalığından
kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bu konulara ilişkin tespit,
itiraz ve rücu davalarında arabuluculuk yoluna gidilmesi zorunluluğu
aranmamaktadır. Bu davalar doğrudan iş mahkemesine açılabilir.
Arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri
giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma
uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız
çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır
(7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/16).
Arabuluculuk Bürosuna Başvurulması Halinde İş Davalarında
Zamanaşımı
İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi
olursa olsun, aşağıda belirtilen tazminat ve ücretlere ilişkin zamanaşımı
süresi 5 yıldır (4857 sayılı İş Kanunu Ek Madde):
Yıllık izin ücreti,
Kıdem tazminatı,
İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan ihbar tazminatı,
Kötüniyet tazminatı,
İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.
Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın
düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre
işlemez. Uyuşmazlığın arabulculuk yoluyla çözülemediğine ilişkin son tutanağın
düzenlendiği tarihte zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar.
İş Davalarında Arabuluculuk Başvurusu Nereye ve Nasıl
Yapılır?
İşçi ve işveren arabuluculuk siciline kayıtlı bir arabulucu
üzerinde anlaşamadıkları takdirde, arabuluculuk bürosu, iş hukuku uyuşmazlığını
çözecek arabulucuyu kendisi görevlendirir.
Zorunlu arabuluculuk için başvuru, şu şekilde yapılır (7036
sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/5):
Arabuluculuk için başvuru işçi tarafından yapılacaksa;
işverenin ikametgahının bulunduğu veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk
bürosuna başvurulabilir.
Arabuluculuk için başvuru işveren tarafından yapılacaksa;
işçinin ikametgahının bulunduğu veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk
bürosuna başvurulabilir.
Arabuluculuk bürosu olmayan adliyelerde arabuluculuk
bürosunun görevi sulh hukuk mahkemesi yerine getirir.
Arabuluculuk bürosu kendisine gelen başvuru üzerine
uyuşmazlığı çözmek için bir arabulcu görevlendirir. Arabulucu,
görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate
alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere
ilişkin belgelerini sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz
edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine
gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya
üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar
ve dosyayı büroya iade eder. Mahkeme kararı büro tarafından taraflara tebliğ
edilir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden
görevlendirilir. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden
itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz
büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir.
Yetkili büro, yeniden arabulucu görevlendirir.
İş Davasının Arabuluculuk Yoluyla Çözülmesi Ne Kadar Sürer?
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten
itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından
en fazla bir hafta uzatılabilir (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/10).
Arabuluculuk, hızlı ve etkin bir uyuşmazlık çözüm yolu
olduğundan uyuşmazlığın süresi içinde çözülememesi halinde dosya kapatılır.
Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme
yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya
varılamaması hallerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir (7036 sayılı
Kanun m.3/11).
Arabuluculuk Toplantısına Katılmayan Tarafın Hukuki Sorumluluğu Nedir?
Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni
temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı
belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve
son tutanağı imzalayabilir (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/18).
Arabuluculuğa tabi iş hukuku uyuşmazlıkları ile ilgili bir
tarafın arabuluculuk yapılması için başvurması halinde, her iki tarafın da
belirlenen ilk toplantıya katılması yükümlülüğü vardır. Taraflardan birinin
geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle
arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf,
son tutanakta belirtilir ve bu taraf iş mahkemesinde dava açılması halinde
kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin (dava avukatlık
ücreti, harçlar, bilirkişi ücreti vb. giderler) tamamından sorumlu tutulur.
Ayrıca ilk toplantıya katılmayan bu taraf lehine avukatlık vekalet ücretine de
hükmedilmez.
Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona
eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları
yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Yani, her iki taraf yaptığı
masrafları ve harçları kendisi öder. Ancak bu halde haklı çıkan taraf lehine
yasal avukatlık ücretine hükmedilebilir.
İş Hukuku Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Ücretinin Ödenmesi
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları
hâlinde, arabuluculuk ücreti, aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde
karşılanır. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları
durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe
başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için
ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı dikkate alınarak arabuluculuk asgari
ücret tarifesi ikinci kısmına göre belirlenir.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması,
taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren
görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hallerinde, iki saatlik ücret
tutarı Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler
sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin
ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır.
Hemen belirtelim ki, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve
taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, iş mahkemesinde dava açılması
halinde yargılama giderlerinden sayılır (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
m.3/14).
Arabuluculuk Aşamasından Sonra İş Mahkemesinde Dava Açılması
Arabuluculuk yoluyla uyuşmazlığın çözülememesi halinde iş
mahkemesine dava açılabilir. Davacı, arabuluculuk yoluyla uyuşmazlığın
çözülemediğinde dair tutulan son tutanağı veya tutanağın örneğini dava
dilekçesine ekleyerek iş mahkemesinde dava açmalıdır.
Uyuşmalığın arabuluculuk yoluyla çözülemediğine ilişkin son
tutanak dava dilekçesine eklenmediği takdirde iş mahkemesi davacıya son
tutanağın bir haftalık kesin sürede mahkemeye ibraz edilmesini, aksi takdirde
davanın reddedileceğini ihtar eder. Mahkeme ihtarının gereği yerine
getirilmezse dava dilekçesi karşı tarafa gönderilmeden dava usulden reddedilir.
İhtiyari Arabuluculuk: Hangi Uyuşmazlık ve Davalar İçin Arabuluculuğa Başvurulabilir?
İş davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması dışında
herhangi bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafları da zorunlu olmadığı halde
arabulucuya başvurabilir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri
tüm özel hukuk uyuşmazlıkları, işleri ve davaları arabuluculuk yasası
uygulaması ile çözüme kavuşturulabilir (Arabuluculuk Kanunu md.1/2).
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri
uyuşmazlıklar, genel olarak kamu düzenini ilgilendirmeyen, taraflar dışındaki
kişilerin, özellikle kamu kurumlarının haklarına zarar vermeyen
uyuşmazlıklardır. Örneğin, iş hukukunda kıdem tazminatı arabuluculuk konusu
olabilirken, hizmet tespiti davasının konusu olan uyuşmazlıklar arabuluculuk
yoluyla çözülemez. Çünkü, hizmet tespiti davası kişinin üzerinde tasarruf
edemeyeceği sosyal güvenlik haklarının yanı sıra kamu idaresinin bazı haklarını
(prim alma vs.) da etkileyecek niteliktedir.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri ve
arabuluculuğa elverişli bazı dava ve işler şunlardır:
Kural olarak ticaret hukuku ve sigorta hukukuna ilişkin her türlü iş ve dava,
Maddi ve manevi tazminat davası,
Mirasta mal paylaşımı, miras hukukundan kaynaklanan saklı pay nedeniyle tenkis davası, muris muvazaası gibi hukuki uyuşmazlıklara dair davalar,
Boşanmada mal paylaşımı, boşanma davası kesinleşmişse boşanmada maddi ve manevi tazminat talepleri, katkı veya katılma alacağına dair talep ve davalar,
İş hukukundan kaynaklanan, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti alacakları; iş kazası nedeniyle maluliyet veya ölümden kaynaklanan tazminat destekten yoksun kalma tazminatı vb. gibi her türlü tazminat talepleri,
Gayrimenkul hukukundan kaynaklanan; vekalet görevinin
(vekillik yetkisinin) kötüye kullanılması, muris muvazaası nedeniyle
açılan davalar, usulsüz tasarruf vb. gibi nedenlerle nedenlerle açılan tapu
iptal ve tescil davası, gayrimenkule yapılan müdahalenin men-i (tecavüzün
önlenmesi) davası, işgal tazminatı (ecrimisil) davası,önalım( Şufa)davası, ortaklığın
giderilmesi/izale-i şüyu davaları,kat karşıtlığı inşaat sözleşmesi ve gayrimenkul
satış vaadi sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlıklar.
Hangi Uyuşmazlık ve Davalar İçin Arabuluculuğa Başvurulamaz?
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri hukuki
sorunlara ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuk yoluyla çözülemez. Tarafların
üzerinde tasarruf edemeyeceği uyuşmazlıklar çoğunlukla kamu hukukundan
kaynaklanan uyuşmazlıklardır. Kamu hukukunun yanı sıra aile hukuk gibi özel
hukuk alanlarına ilişkin bazı hukuki problemler de arabuluculuk yoluyla
çözülemez.
Önemle belirtelim ki, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaştırma/uzlaşma kapsamında
olan bir suç ile bağlantılı uyuşmazlıklar da arabuluculuk kanunu dışındadır. Bu
uyuşmazlıklar için Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre uzlaşma yoluna
gidilerek tüm uyuşmazlık savcılıklara bağlı uzlaştırma büroları tarafından
çözülmelidir.
Tarafların arabulucuya gidemeyecekleri diğer uyuşmazlıklar şunlardır:
Ceza davaları ,
Nüfus kaydının düzeltilmesi veya değiştirilmesi davaları,
Çocuğun velayeti,
Aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar,
İdari yargının yetkisine giren tam yargı davası ve iptal davası,
Vergi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar,
İş hukukundan kaynaklanan hizmet veya iş kazasının tespiti vb. gibi tüm tespit davaları.
Arabulucuya Başvuru Süresi Nedir?
Uyuşmazlığın tarafları gerek dava açılmadan önce gerekse
dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurmak konusunda anlaşabilirler (6325
sayılı Arabuluculuk Kanunu md.13). Bu nedenle, taraflar arabulucuya
gitme konusunda anlaştığı müddetçe uyuşmazlığın her aşamasında arabuluculuk
kurumuna başvurulabilir.
Dava açılması halinde mahkeme de tarafları arabulucuya
başvurmak konusunda bilgilendirebilir veya teşvik edebilir. Uyuşmazlığın
taraflarından biri, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra, diğer
tarafa arabulucuya başvurma konusunda bir teklif sunabilir. Arabulucuya
başvurma konusunda karşı tarafa iletilen teklif, 30 gün içinde olumlu
cevaplanmazsa reddedilmiş kabul edilir. (md.13)
Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya
başvuracaklarını beyan etmeleri halinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek
üzere ertelenir. Bu süre, tarafların mahkemeye yeniden birlikte başvurusu
üzerine üç aya kadar uzatılabilir (md.15).
Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri Nelerdir?
Arabuluculuk, mahkeme dışı bir çözüm yöntemi olmasına
rağmen, tarafların uzlaşma sürecinde bazı hak ve yükümlülükleri vardır.
Arabuluculuk sürecinin bir anlaşmayla neticelenmesi halinde anlaşmanın
uygulanabilesi; anlaşma sağlanamadığı takdirde, tarafların ileride dava hakkını
hak kaybına yol açmadan kullanabilmesi için bazı güvence mekanizmaları
oluşturulmuştur.
Arabuluculuk sürecine katılan tarafların hak ve yükümlülükleri şunlardır:
Arabuluculuk Sürecinde Gizlilik İlkesi
Arabuluculuk süreci gizli yürütülmelidir (Arabuluculuk
Kanunu md.4). Arabulucu, arabuluculuk yapması nedeniyle kendisine verilen veya
başka bir şekilde elde ettiği tüm bilgi, belge ve kayıtları gizli tutmak
zorundadır. Taraflar da gizliliğe riayet etmek zorundadır. Arabuluculuk
faaliyeti sırasında hiç kimse fotoğraf çekemez, ses veya görüntü kaydedemez (Arabuluculuk
Yönetmeliği md. 6). Arabuluculuk faaliyeti yapılırken gizliliğe aykırı
hareket eden ister arabulucu olsun ister taraflar olsun 6 aya kadar hapis
cezası ile cezalandırılır (Arabuluculuk Kanunu md.33). Ayrıca, arabulucunun
arabuluculuk sicilinden silinmesi de gündeme gelecektir. Müzakereler sırasında
veya tarafların bir araya geldiği herhangi bir ortamda ses veya görüntülerin
kaydedilmesi halinde, Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi veya
Kayda Alınması Suçu işlenmiş olur. Arabulucunun yanında çalışan veya
ilişkili olduğu kişileri de gizlilik ilkesine riayet etmek zorundadır.
Arabuluculuk Uygulamasında Eşitlik ve İradilik İlkesi
Arabuluculuk sürecin tarafların özgür iradesiyle başlayan
bir süreçtir. Taraflar, arabulucuya başvurmak veya başvurduktan sonra süreci
devam ettirip ettirmemek konusunda tamamen özgürdür. Taraflar, hiçbir şekilde
bu sürece katılmaya zorlanamayacağı gibi uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla
çözmekten her aşamada vazgeçebilirler. Taraflar, gerek arabulucuya başvururken
gerekse süreç boyunca eşit haklara sahiptirler. Taraflardan biri arabuluculuk
sürecinin dışında bırakılamayacağı gibi söz hakkı da diğerine göre kısıtlanamaz
(Arabuluculuk Kanunu md.5).
Arabulucunun Seçimi, Tarafsızlığı ve Arabuluculuk Sürecinin Yürütülmesi
Arabulucu, arabuluculuk siciline kayıtlı arabulucular
arasında tarafların özgür iradesiyle seçilir. Taraflar hangi arabulucu ile
çalışmak istiyorlarsa, o arabulucu ile çalışabilirler.
Arabulucu, arabuluculuk sürecine katılan herkese tarafsız ve
eşit davranmak zorundadır. Arabulucu, tarafsızlığı hakkında şüphe doğuracak
işlem, tutum ve davranışlarda bulunamaz (6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu md.8).
Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti başlar başlamaz, tarafları
arabuluculuğun ne anlama geldiği, temel ilkeleri, sürecin nasıl yürütüleceği ve
sonuçları hakkında bilgilendirmekle yükümlüdür (Arabuluculuk Kanunu md.11).
Arabulucu tarafların her biriyle ayrı ayrı görüşebileceği
gibi her iki tarafla birlikte de görüşebilir. Önemli olan tarafların hak ve
menfaatlerinin dengelenmesi, uyuşmazlığın çözülmesi için en uygun metodla
hakemlik yapılmasıdır. Taraflar, bu görüşmelere avukatları ile birlikte de
katılabilirler (Arabuluculuk Yönetmeliği md.11/1).
Mahkemeler tarafından kullanılması gereken yargısal bir
yetkinin kullanımı şeklindeki işlemler arabulucu tarafından yapılamaz (Arabuluculuk
Kanunu md.15). Örneğin, tanık dinleme, keşif yapma, bilirkişi raporu alma
gibi işlemler ancak mahkemeler tarafından yerine getirilebilir, arabulucunun bu
işlemleri yapma yetkisi yoktur.
Arabulucu görevini bizzat kendisi yerine getirmek
zorundadır. Arabulucu bu görevini kısmen dahi olsa bir başkasına devredemez,
arabuluculuk görevinin başkası tarafından yerine getirilmesini . Arabulucu,
tarafsızlığından şüpheye düşülmesine neden olabilecek durumların varlığı
hallerinde tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Örneğin; arabulucu ile
uyuşmazlık konusu iş arasında sosyal bir ilişki olması, taraflardan birini
tanıması vs. gibi sayısız sebeple tarafsızlık konusunda şüphe doğabilir.
Arabulucunun bilgilendirmesine rağmen taraflar, arabulucunun görevine devam
etmesini birlikte talep isterlerse, arabulucu görevine devam edebilir (Arabuluculuk
Yönetmeliği md.12).
Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlık ile ilgili
olarak açılan davada, daha sonra, bilirkişilik veya avukatlık yapamaz.
Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi halinde, arabulucu,
elinde bulunan belgeleri ve arabuluculuk faaliyeti neticesinde düzenlenen
tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır (Arabuluculuk Yönetmeliği md.
15).
Arabuluculuk Neticesinde Tarafların Anlaşması (Arabuluculuk
Kanunu md.18)
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları,
anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak
ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu,
taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar,
kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek
suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır (Arabuluculuk Kanunu m.17/2).
Arabuluculuk neticesinde taraflar uyuşmazlığın çözümü
noktasında bir anlaşmaya varmışsa, arabulucu tarafından bu anlaşmanın tüm
unsurları yazılı hale getirilir. Arabuluculuk yasası, tarafların üzerinde
uzlaştığı konuların yer aldığı belgeyi “anlaşma belgesi” olarak tarif
etmektedir. Arabulucu tarafından düzenlenen anlaşma belgesi, taraflar ve
arabulucu tarafından imzalanarak hukuki değer kazanır (6325 sayılı Arabuluculuk
Yasası md. 18).
Arabuluculuk Anlaşmasına İcra Edilebilirlik Şerhi
Taraflar, anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin
şerh verilmesini görevli ve yetkili mahkemeden talep edebilirler. Anlaşma
belgesi, icra edilebilirlik şerhi olmadan da geçerlidir. Ancak, icra
edilebilirlik şerhi içeren anlaşma belgesi, mahkeme tarafından verilen bir
karar gibi, yani ilam niteliğindeki bir belge gibi işlem görür.
Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi vermeye
yetkili ve görevli mahkeme; Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa,
arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesi olarak
belirlenmiştir (Arabuluculuk Kanunu m.17/2).
Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması
durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın
görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.
İcra edilebilirlik şerhi, çekişmesiz yargı işi olup inceleme
dosya üzerinden yapılarak şerh konusunda karar verilir. (6325 sayılı
Arabuluculuk Yasası md.18/3). Mahkemenin inceleme yetkisi sadece anlaşma
içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığıyla sınırlıdır.
Mahkemenin anlaşma içeriğini değiştirme, hüküm ekleme veya çıkarma yetkisi
yoktur.
Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte
imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam
niteliğinde belge sayılır (Arabuluculuk Yasası m.18/4). İcra edilebilirlik
şerhinin fonksiyonu arabuluculuk anlaşma belgesine mahkeme kararı (ilam)
niteliği kazandırmasıdır. Tarafların avukatları ile birlikte imzaladıkları
arabuluculuk anlaşması belgesi kendiliğinden mahkeme kararı gibi bir işlevi
yerine getirmketedir.
Özellikle belirtelim ki, arabuluculuğa elverişli olan aile
hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme mutlaka duruşmalı olarak yapılır.
Arabuluculuk Konusu Beyan veya Belge Davalarda Kullanılamaz
Arabuluculuk faaliyetinin gizli yapılmasının neticesi
olarak; taraflar arabuluculuk süreci sonunda bir anlaşmaya ulaşamadıklarında,
arabuluculuk sürecinde ifade edilen beyanlar veya ileri sürülen belgeler
mahkemelerde delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın arabulucudan sonra tahkim
yoluna götürülmesi halinde dahi bu belge ve beyanlar delil olarak kullanılamaz (6325
sayılı Arabuluculuk Yasası md.5).
Taraflar, arabulucu veya üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla
ilgili olarak hukuk davası açıldığında veya tahkim yoluna başvurulduğunda,
aşağıdaki beyan veya belgeleri delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında
tanıklık yapamaz (md.5):
Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği,
Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler,
Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü,
Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
Hukuk davasında veya tahkim yolunda delil olarak ileri sürme
yasağı, beyan veya belgenin şekline bakılmaksızın uygulanır.
Arabuluculuk sürecinde ileri sürülen beyan veya belgelerin
açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez.
Bu beyan veya belgeler, arabuluculuk yasası hükümlerine aykırı bir şekilde
delil olarak sunulmuş olsa dahi sunulan mahkeme tarafından hükme esas alınamaz.
Beyan veya belgelere dair yukarıda açıkladığımız unsurlar
saklı kalmak koşuluyla, hukuk davası ve tahkimde ileri sürülebilen deliller,
sadece arabuluculukta sunulmaları sebebiyle kabul edilemeyecek deliller haline gelmez
(6325 sayılı Arabuluculuk Yasası md.5/5).
Arabulucunun Ücreti Nasıl Ödenir?
Arabulucu, yaptığı hizmet karşılığında bir ücret alır
(Arabuluculuk Kanunu md.7). Taraflar başka türlü kararlaştırmamış ise;
arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu
Asgari Ücret Tarifesi uygulanarak belirlenir.
Arabulucunun ücreti ve diğer tüm masraflar aksi taraflarca
kararlaştırılmamışsa eşit olarak karşılanır. Örneğin; konusu para ile
ölçülebilen uyuşmazlıklarda her iki taraftan toplam uyuşmazlık konusunun %6’sı
kadar bir oranla başlayan ve taraflarca eşit miktarda ödenen bir arabuluculuk
ücreti söz konusudur.
Aile Hukukuna İlişkin Arabuluculuk Sistemi
Arabuluculuk, Türkiye’de henüz gelişim aşamasındadır. Tasarı
halinde olup henüz kanunlaşmayan düzenlemeye göre aile hukukuna ilişkin
uyuşmazlıklar da arabuluculuk yoluyla çözülecektir. Aile hukukuna ilişkin
arabulucuk; kadına karşı şiddet içeren vakıalar hariç olmak üzere şu
uyuşmazlıkları kapsamaktadır:
Boşanma davası,
Velayet davası,
Nafaka davası,
Boşanmada maddi ve manevi tazminat,
Boşanmada mal paylaşımı, yani katılma alacağı, katkı payı alacağı veya değer artış payı alacağı,
Ev eşyalarının paylaşımı.
kaynak: elif hukuk bürosu
Yorum Gönder